DENİZLİ İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Aday Öğretmenler Tanışma Kahvaltısında Buluştu

Aday Öğretmenler Tanışma Kahvaltısında Buluştu

10-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-201610-03-2016 

Şubat 2016 ayı içerisinde ilimiz ve ülkemizin çeşitli şehirlerindeki okullarına atanan ve yeni uygulamaya geçirilen 4 aylık adaylık sürecini ilimizce geçirecek olan öğretmenler için kahvaltılı bilgilendirme ve tanışma toplantısı düzenlendi.

 

 

 

 

 

Denizli Anadolu İmam Hatip Lisesinde düzenlenen programa Valimiz Şükrü Kocatepe, Pamukkale Kaymakamı Veysel Beyru, Merkezefendi Kaymakamı Şükrü Görücü, İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Altın, davetliler ve aday öğretmenler katıldı.

 

 

 

Törende aday öğretmenler adına konuşan Pamukkale Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Aday Öğretmeni Ayşe Deveci, çok şerefli ve ideal bir meslek olan öğretmenlik mesleğini yapmanın gurur ve sevincini yaşadığını söyleyerek; kendisini yetiştiren başta ailesi olmak üzere eğitim hayatı boyunca emeği olan tüm öğretmenlerine teşekkür etti.

 

 

 

İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz da ülkemizin geleceği açısından Türk toplumunun öğretmenlere çok ihtiyacı olduğunu vurgulayarak; “Öğretmenlik göreve başlamak ve çalışmakla olmuyor. Bir ülkenin geleceği nitelikli eğitim ile başlıyor. Nitelikli eğitimin yolu nitelikli öğretmenlerden geçiyor. Bunun için hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor. Bizde en az sizler kadar heyecanlıyız. Geleceğimiz olan gençlerimizi bilgili, donanımlı bir şekilde hazırlayacağınıza ben yürekten inanıyorum” dedi.

 

 

 

Valimiz Şükrü Kocatepe ise ‘İrfan ordumuzun çok değerli genç öğretmenleri, Sevgili Öğretmenlerim’ diye seslendiği aday öğretmenlere çeşitli tavsiyelerde bulundu. Mesleklerinin hayırlı olmasını temenni eden Valimiz Şükrü Kocatepe; “Büyük önder Atatürk’ün belirttiği gibi sizler ülkemizin irfan ordusunun genç neferlerisiniz. Bu ülkenin geleceğini belirleyecek, ülkemizi gelecek çağlara taşıyacak ve muasır medeniyetin önüne çıkarma gayretinde emeği, alın teri olacak kamu görevlilerisiniz. Görevinizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Sizlere ‘sevgili öğretmenlerim’ diye hitap etmek istiyorum. Çünkü öğretmen önünde ceket düğmelenen ve eli öpülen, gerçekten saygıdeğer ve en saygın mesleğin mensubudur. Sevgili öğretmenim tabirinin sizlere ve sizin mesleğinize uygun olduğunu düşünüyorum ve sizlere öyle hitap etmek istiyorum. Saygı, eğer sevgiye dayalı olursa kalıcı, sürdürülebilir ve etkili olur. Öğrencilerinize öğretileriniz daha kalıcı etki yapar. Davranış biçimine dönüştürürler. Milli Eğitimin temel esaslarında zaten öğretilenin davranış biçimine dönüştürülmesinin alışkanlık haline getirilmesinin öğretilmesi konusu var. Yani temel prensip bu. İyi öğretilen iyi bilgilerin toplumsal yaşam içinde davranış haline getirilmesi konusunda çok eksiklerimiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle sizin göreviniz yaratılanların en şereflisi olan insanı eğitmek, öğretmek ve kendisine, ailesine, ülkesine faydalı birer fert olarak yetiştirmek. Böyle kutsal ve ağır bir sorumluluğun omuzda taşındığı bir meslek öğretmenlik. Bu mesleğe başlarken heyecanlı olduğunuzu düşünüyorum. Bende sizler kadar inanın o heyecanı yaşıyorum. Kutsal, onurlu ve gururlu bir mesleğin mensubu olduğunuzu düşünerek, hissederek her gün okulun kapısından girmeniz gerekir. Öğrencilerinizin karşısına çıktığınız zaman da ‘bugün çocuklarıma ne verebilirim, onların; insanlığa, topluma, ülkemize, ailesine ve kendisine hayırlı birer fert olabilmesi için öğretmem gereken şeyler nelerdir’ diye planınızı yapmalısınız” dedi.

 

 

 

Konuşmasında, toplumumuzda davranış yönünde eksikliklerin olduğuna vurgu yapan Valimiz Şükrü Kocatepe;  “Bizim öğrencilerimiz okulda aldıkları bilgilerin sadece not almak ve sınıf geçmek için gerektiğini düşünüyor. Okuldaki aldıkları bilgiler ile ailedeki davranış biçimleri birbiri ile örtüşmediği için maalesef yanlış davranışlar devam ediyor. Bir insanımız Avrupa’ya gittiğinde ilk önce bocalıyor ve sonra alışıyor. Yani; orada araç kullanırken trafik kurallarına uyuyor, toplum içinde yürürken sigara izmaritinin yere atılmayacağını öğreniyor. Buna benzer bize göre daha farklı olan davranış biçimlerini de orada öğreniyor. Ancak Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına girdiği zaman; kırmızı ışıkta durduğu zaman bitmiş sigara paketini camını açıp yere atıyor ya da külünü boşaltıyor, hız sınırına uymuyor, diğer araçları sollamak gibi bir kahramanlık duygusuyla hareket ederek trafik canavarı kesiliyor. Yani ülkemizde maalesef birbirimize saygı ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirme gibi konularda eksikliklerimiz var. Başkalarının görev alanlarına giren konularda, hüküm verme, hüküm yürütme yani amiyane tabir ile ahkâm kesme konusunda yarış halinde davranılıyor. Kendi üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmede ise toplumsal, ferdi ya da ailesi ile ilgili birçok eksikliklerini maalesef görmüyor. İşte bunların olmaması ve bizimde diğer medeni toplumlardan farksız olmamız için sizin vereceğiniz eğitim çok önemli. Toplumsal eksikliklerimizi, davranış biçimindeki yanlışlarımızı düzeltmek eğitim öğretimin ‘eğitim’ bölümünde ele alınmalı. Yani biz okullarımızda çocuklarımıza eğitim ve öğretim vermek durumundayız. Ancak biz sadece öğretiyoruz, eğitmiyoruz. Bu yanlışlıklar toplumsal hayatta hala devam ettiğine göre, eksiğimiz bu demek ki. Bunun sorumlusu başta aile ama bu sorumluluğun içinde öğretmen de var. Okullarda eğitim konusunda biraz daha dikkatli, duyarlı ve ağırlıklı olmamız gerekiyor. İrfan ordumuza yeni katılan siz genç öğretmenlerimiz buna dikkat edin. Bu güne kadar bu konuda eksikliklerimiz vardı, bundan sonra olmasın” diye konuştu.

 

 

 

Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmek isteyen ve bu konuda önemli adımlar atan bir ülke olduğunu hatırlatan Valimiz Şükrü Kocatepe; “Şu an Avrupa Birliğinin kapısındayız. Avrupa Birliğine girmek istiyoruz ve bu konuda azimli ve gayretle büyük çaba sarfediyoruz. Yani girdiğimizde mahçup olmayalım. 1960’lı yıllardan itibaren Avrupa’ya giden yakınlarımızdan bazıları sıkıntı yaşadılar ve bu sıkıntılar ülkemize yansıdı. İşin gerçeği bu. Böyle şeylerde var. Bu konuda Avrupalı tavır aldı. Bizim onlardan farklı olmadığımızı, hatta bizim inancımıza göre onlardan daha üstün inanç duygularına sahip olduğumuzu, insan sevgisi ve saygısının, insana verilen değerin en üstün tutulan bir dinin mensubu olduğumuzu onlara hissettirmemiz lazım. Bu benim içimde bir uhde olduğu için sizlere arz etmek istedim. Çünkü sizler toplumda önemli bir görevi yerine getirecek meslek sahiplerisiniz” dedi.

 

 

 

Türkiye’nin stratejik bir coğrafyada yer aldığını ve birçok ülkenin göz koyduğu bir ülke olduğunu sözlerine ekleyen Valimiz Şükrü Kocatepe konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Ülkemiz topraklarına sahip olabilmek için yüzyıllardır değişik şekillerde hep karşımıza çıktılar. Haçlı Seferleri, Birinci Dünya Savaşı gibi bir çok mücadeleler verdik. Bu şekilde cephe savaşı ile ülkemizi ele geçiremeyeceklerini, mertçe savaşamayacaklarını ve bu çağda da bunların anlamsız olduklarını bildikleri için şimdi değişik şekillerde karşımıza çıkıyorlar. Bizi Türk, Kürt, Sünni, Alevi ve buna benzer ayrılıklar yaratarak birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Kaleyi içten fethetmeye çalışıyorlar. 1970’li yılların başında sağcı solcu gibi olaylarla bizi bölmeye çalıştılar fakat başarılı olamadılar. Şimdi de bildiğiz gibi Doğu ve Güneydoğu Bölgemizde yaşadığımız sorunlarla yine bizim aynı çatı altında ibadet ettiğimiz, birbirimize karşı kızımızı verdiğimiz, oğlumuzla everdiğimiz ve hiçbir şekilde bu konuda tereddüt etmediğimiz kardeşlerimizle bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bazı gafiller de maalesef bunlara aldanarak bizim karşımıza çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Bu tür silahlı saldırılar hiçbir şekilde bu ülkenin güvenliğini tehdit edemez sonuca da varamazlar. Ama tabi ki üzülüyoruz, şehit veriyoruz. Annelerin ağlamasını da istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar yaşaması için birlik beraberlik içinde olmak ve birbirimize kenetlenmek zorundayız.”

 

 

 

Türkiye’nin dünya devletleri arasında önemli bir konuma geldiğini sözlerine ekleyen Valimiz Şükrü Kocatepe; “Bu coğrafyanın nimetleri bizim gibi daha misli misli nüfusu besleyecek kapasitede. Her şeyimiz var. Dünya ülkeleri arasında kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz. Sanayimiz çok önemli bir yere geldi. Dünya devletleri arasında rekabet edebilen ve ekonomik büyüklükte 16. sıraya yükselen bir ülke haline geldik. Sözü sayılır bir ülkeyiz. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler ile Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplantılar yapıyoruz. Onlarla birlikte aynı masada aynı konuları görüşebiliyoruz. Bu güçte bir ülkeyiz. Bu değerin ve büyüklüğün kıymetini hepimizin öğrenmesi lazım. Bizim birlik beraberlik içinde olmamız halinde dünya devletleri arasında yarışamayacağımız, rekabet edemeyeceğimiz bir ülke yok. Bunu bildikleri için onlar bu nifak tohumlarını serpiyorlar. Eğitim öğretimde dikkat edeceğimiz önemli konulardan biri de bu. Birlik ve beraberlik. Bu ilkeden taviz vermeden bu tembihi çocuklarımıza öğreterek derse başlamamız lazım. Bizim şu anda Türkiye Cumhuriyeti olarak sanayide, ekonomide geldiğimiz nokta kıskanılacak bir nokta. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti kurulalı henüz 100 yıl olmadı. Toplumsal yaşam biçimi olarak yerleşik düzene Batıya göre yaklaşık 100 yıl sonra geçtik. Dolayısıyla sanayide ve ekonomide onlara göre çok eksikliğimiz var ama bakıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu güne kadar kat ettiğimiz mesafe son derece hızlı. Ekonomisi, teknolojisi ve sanayisinin bu kadar hızlı gelişebildiği bir ülke yok denecek kadar az.  Ülkemiz içi içine sığmayan, dinamik, genç nüfusu fazla olan ve dünyaya meydan okuma gücünü hisseden insan yapısına sahip ülke. Bunu unutmamamız gerekir. Bizim başka topraklara gidip sahip olma gibi bir düşüncemiz yok. Büyük Önder Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesini tümüyle benimsemişiz. Elbette dindaş olduğumuz ülkelerle, soydaş olduğumuz toplumlarla ilişkilerimiz devam edecek. Bizim bir başka ülkenin toprağına sahip olma gibi emperyalist bir düşüncemiz tarihte hiç olmadı şimdi de olamaz. Biz barış ve huzur içinde, medeni toplumlar gibi yaşamak istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu yolda hızla ilerliyor.”

 

 

 

Valimiz Şükrü Kocatepe konuşmasının ardından aday öğretmenlere çeşitli hediyeler verdi.

 

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl ilk defa uygulamaya konulan aday öğretmenler staj döneminde ilimizde 494 öğretmen staj yapacak. Aday öğretmenler bu eğitim-öğretim dönemi sonuna kadar okullarda danışman öğretmenler eşliğinde haftada 3 gün derslere katılarak danışman öğretmenlerinden sınıf hâkimiyeti, ders anlatımları konusunda tecrübe kazanmış olacaklar.  1 gün okul yönetiminin iş ve işleyişlerini inceleyerek yönetim konusunda deneyim kazanacaklar ve  1 gün de okul dışında il amirleri tarafından verilecek seminerlere katılacaklar, kurum ziyareti ve il gezileri ile stajlarını tamamlayacaklar.

 

 

 

Mehmet Akif Ersoy Mahallesi 29 Ekim Bulvarı No174/1 Merkezefendi/Denizli - 0 258 234 20 00 //// 0 258 234 21 07

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.