DENİZLİ İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

“Mesleki ve Teknik Eğitim Sektör İşbirliği Toplantısı” Denizli’de gerçekleştirildi

“Mesleki ve Teknik Eğitim Sektör İşbirliği Toplantısı” Denizli’de gerçekleştirildi

Mesleki ve teknik eğitimin iyileştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar hakkında kamuoyunun ve paydaşların bilgilendirilmesi, karşılaşılan sorunların tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin üretilmesi toplantılarının biri de Denizli’de gerçekleştirildi.

 

Denizli Anemon Otel’de yapılan toplantıya Vali Yardımcısı Hakkı Ünal, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay, Eğitim Politikaları Daire Başkanı Dr. Recep Altın, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Özel Okullar Daire Başkanı Mehmet Baran, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, ilçe kaymakamları, ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri ile sanayici iş adamları katıldı.

 

Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz konuşmasında: “Denizli sanayi şehridir. Turizm ve ekonomi alanında gelişmiştir. Denizli İl Milli Eğitim olarak çok şanslıyız. İşadamlarımızın neredeyse her birinin bir okulu var.  Bakanlığımız adına tüm hayırseverimize şükranlarımı sunuyorum.

 

İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak; 14.135 öğretmenimizle 1.062 okul ve kurumu ile hizmet vermekteyiz. Bu okullarımızın;  81 anaokulunda 18.952 öğrenci, 297 ilkokulda 52.606 öğrenci, 247 ortaokul da 60.091 öğrenci, 144 ortaöğretim de 52.448 öğrenciyle toplam 773 okul ve 55 Mesleki ve Teknik Eğitim Okulları, 5 çıraklık eğitim merkezinde 27.773 öğrencimiz ile genel toplamda 184.097 öğrenci ile eğitim-öğretimi sürdürmekteyiz. Derslik sayımız 9708, derslik başına düşen öğrenci sayısı 19’dur. Okul türlerimizden çok fazla ihtiyaç yoktur. Mesleki ve Teknik Eğitim okullaşma oranı genel ortaöğretime oranı %45’dir. İkili eğitim-öğretim olarak sadece temel eğitimde 25 okulumuz kalmıştır. 40 adet resmi pansiyon, 78 adet ortaöğretim özel yurt, 14 adet yükseköğrenim özel yurdumuz mevcuttur.

 

Okullaşma da sıkıntımız yoktur. İlimizde temel sorun arsa sorunudur. Bunları giderdikçe de il bazında eğitim başarısı daha da yukarı taşınacaktır. Değerli Müsteşarımız ve yöneticilerimizin ilimize gelmesi bizlere daha da güç kattı” dedi.

 

Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz’un konuşmasının ardından Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci yaptığı konuşmasında “Bugün hem eğitim camiası hem de sanayiciler için önemli bir gün. Sanayiciler olarak bugünü önemsiyoruz. Yaptığımız meclis toplantılarımızın en önemli gündem maddelerinden biri de nitelikli eleman ihtiyacı oluşturmaktadır. İş gücündeki sorunların en başında eğitilmiş insan gelmektedir. Bizim için hammadde ne kadar önemli ise yetişmiş elemanda bir o kadar önem arz etmektedir. Bugün sanayi gücü düşerse bunun en büyük etkeni eleman sıkıntısıdır. Para bulunabilir, fabrika kurulabilir ama insan bulunamıyor” dedi.

 

Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan konuşmasında “Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlatılan topyekûn istihdam seferberliğinin olduğu bir dönemde bir araya geldik. İşsiz ver üretmeyen bir insan düşünülemez. Toplumdaki her birey çalışmak istediği takdirde yeteneklerine uygun bir iş bulabileceğine inanıyorum sanayimizin ne iş olursa yaparıma değil işinin erbabı olan kişilere ihtiyacı var. Günümüzde bir tarafta iş bulamayan işsizler, bir tarafta da nitelikli eleman bulamayan sektör var” dedi.

 

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci konuşmasında “Sektör toplantılarında paylaştığım bir anekdotla sözlerime başlamak istiyorum. Yıl 1300’lerin başları Denizli’de dünyanın en büyük medeniyetlerinden birisinin Selçuklunun ocağında yetişmiş bir ailenin temsilcisi İnanç Bey ve Oğlu Mehmet Bey Denizli (Donguzlu)’nun beyidir. Tarihin en nitelikli seyyahlarından Arap Seyyah İbn-i Battuta Alanya’dan Anadolu’ya gelmiştir. Denizli’de gözlemlediklerini kaleme almıştır. Lise çağlarında bu yazısını okuduğumda benimde dikkatimi çeken; Şehrin kapısına geldiğinde çok mahmur bir şehirle karşılaşmış, Anadolu’da gördüğü en büyük şehirlerden birisi olduğunu görmüştür.  Kapıda kendisini iki ayrı Ahi gurubu karşılamış ve kendi aralarında kavgaya tutuşmuşlardır. Bu kavganın sebebi misafiri ağırlama yönündedir. Anadolu’daki misafirliği biliyordur ama böylesine bir durumla ilk defa karşılaşmıştır. Sonunda bu iki gruba da ayrı ayrı misafir olmuştur. Gözlemlerinde buradaki insanların sabah namazından sonra işlerine koyulduklarını ve ticaretle uğraştıklarını ikindi vakti olduğunda da işlerini bitirerek kazançlarını tekkelerinde ortak bir kasaya koyduklarını görmüştür. Bu kazançla da misafirlerini ağırlamakta imişler. Dünyayı gezdiğini ve en iyi misafirperverliği Denizli’de gördüğünü belirtiyor. Bunun yanında da Denizli’deki yaşayan kadın tipinin Anadolu’dakine benzerliğinin yanında biraz daha üste olduğuna vurguluyor. Bunu da şöyle dile getiriyor kendine özgüvenli, hayatın ve üretimin içerisinde diyor. Ayrıca tekstilden bahsediyor. 1300 yıllarında Denizli’de kumaş ve onun türevi ürünlerden bahsediyor. Lise çağlarında bu kavramları ilk defa okudum. Anadolu’da ticaretin ve üretimin olduğunu bu yazılardan öğrendim. Bu hatıra da hep zihnimde kalmıştır.

 

Sayın misafirler arkamda gördüğünüz platformda gördüğünü gibi dişliler var. Biz bürokrasi ve 657’ye tabi memurlar olarak bu dişliler değiliz. Biz bunların işleyişlerinde ihtiyaç duydukları yağız. Dişli sizlersiniz. Üreticiler üreten insanlar. Sabah kalkıp alın teri ile üretmek dışında başka bir amacı olmayan ve bunun yanında istihdam imkânı verenlersiniz. Dünya tarihine baktığımızda dünya tarihini ayakta tutanlar, değiştirenler ve şekillendirenler hep tüccarlardı. Roma İmparatorluğu, Venedikliler, Cenevizliler, Babürler, Abbasiler, Selçuklular ve Karahanlılar tüccar devletleridir. Tüccar devletleri medeni devletlerdir. Eserleri ile beraber kalıcı devletlerdir. Osmanlı İmparatorluğu tüccar bir imparatorluktur. Sonrasında bürokrasiye bir şekilde teslim olarak tüccarlığı kaybetmiştir. Netice itibari ile benim tüccarlığa karşı bir saygım vardır. Hayatımın bir kısmında böyle bir deneyimim var. Bu ülkenin geleceği sizlersiniz. Geleceğimiz yapmış olduğunuz işlerle olacaktır. 1300 yıllarında olduğu gibi Ahilik ilişkisi ile olacaktır. Ahilik kültüründe olduğu gibi çırak-kalfa-usta ilişkisi ile olacağına inanıyorum. Eğitimi okullara atfetmek hapsetmektir. Eğitimi sadece ve sadece okuldan beklemek, okulun eğitimin yegâne aracı olduğunu düşünmek okula zulmetmektir. Okul eğitim açısından yakıt ihtiyacını giderdiğimiz yerdir. Ama eğitim sokaktadır, çarşıdadır, pazardadır, tezgâhın başındadır. Mesleki eğitim neticesi itibari ile sizlerin tezgâhlarınızda işyerlerinizde ve ofislerinizde.

 

Mesleki eğitimin ana sorunlarının altında şu gerçek yatmaktadır. Bulunduğumuz coğrafya çok büyük bir alan. Her bir köşesinde ayrı bir zenginliği olan bir coğrafyadayız. Bunlar hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan güzellikler. Dört iklimin yaşandığı, farklı dillerden, dinlerden insanların birlikte olduğu bir güzelliktir. Birileri bizim bu gerçekliğimizi bildiği için bizi bize bırakmıyor. Ama biz gerçekliğimizi bildiğimiz de güçlü oluruz. Anadolu coğrafyası asil bir coğrafyadır. Kendine muadil bir asaletin üzerinde görmediği takdirde sabrediyor, sabrediyor üçüncü defa sabredemiyor ve üzerinden atıyor. Bir yılkı atı misali üzerine bineni alırken hemen teslim olmuyor. Aldıktan sonrada üzerindeki aynı asaleti göstermez ise üzerinden atıyor. Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz ve bin yıllarca da burada olacağız.

 

Maalesef burada biz bize değiliz. 1876 darbesinden itibaren birileri bazı dönemlerde siyasi balans ayarları yaptı. 1960, 1970, 1980’lerde ve 28 Şubat süreçlerinde. Çok uzağa gitmeye gerek yok. 28 Şubat süreci bir balans ayarıydı ifade edildiği gibi sadece siyasal sisteme balans ayarı yapılmadı. Ekonomiye yapıldı, sanayiye, ticarete ve eğitime yapıldı. Eğitimci olarak eğitime ne yapıldığını sorduğumda gördüğüm şey şu; iki departmanın Din Öğretimi ve Mesleki Eğitimin balansı yapıldı.

 

Bizler İmam Hatiple ilgili olan hikâyeyi gördük, hissettik ve tahlil ettik. Mesleki eğitimle alakalı hikâyeyi göremediğimizden tahlil edemedik. Aslında 28 Şubat sürecinin eğitimle alakalı oluşturduğu en büyük darbelerden biri mesleki eğitimle oldu. Daha önceki dönemlerde mesleki eğitimde okuyan bir çocuk hayatın her alanında yer alabiliyordu. Ama bugün mesleki eğitimde okuyan bir çocuğumuzun böyle bir potansiyeli olduğunu göremiyoruz. 28 Şubat Mesleki Eğitimi katletmiştir. Eğitim konsantrasyonu yüksek olan çocuklarımı mesleki eğitime prestij edemez hale gelmiştir. Bunun ana sebepleri katsayı ve imaj sorunudur.

 

Milli Eğitim Bakanlığı olarak 28 Şubat sürecindeki hasarları tamir etmek için sizlerin huzuruna geldik. Ayda 2-3 farklı ilimizde iş dünyasının saygıdeğer işadamları ile bir araya gelmek istedik.

 

Mesleki eğitimde yurt dışı örnekleri bizim için bir aynadır. Ama ayna karşısında saatlerce durmanın, yapışmanın veya uzaklaşmanın bir anlamı yok. Dünyanın çeşitli ülkelerinde mesleki eğitimle ilgili bir gerçeklik var. Almanya mesleki eğitimde dünyada önemli bir yeri olan bir ülkedir. Nüfusun 80 milyonun üzerinde olduğu bu ülkedeki üniversite sayısı bizim ülkemizdekinin yaklaşık iki katıdır. Üniversite okuyan öğrenci sayısı 2 milyon 500 bin civarındadır. Buna karşılık meslek lisesinde okuyan öğrenci sayısı 8 milyon civarındadır. Bizde ise açık öğretimle beraber üniversitede yaklaşık 8 milyon öğrencimiz okumaktadır. 1 milyon 700 bin civarında da meslek lisesi öğrencimiz var. Burada bir çelişki ve sorun var. Bizde üniversite öğrenci sayısının artmasının sebebi AB uyumunda oldu ama Avrupa kendi yaptıklarını bize söylemedikleri gibi biz de bunu görememişiz.

 

Mesleki eğitim maliyeti itibari ile en maliyetli eğitimdir. Bugün hiçbir geçerliliği olmayan bir teknolojinin yer aldığı okullarımız mevcut. Milli Eğitim Bakanlığımız hükümetimizin hassasiyetinden dolayı bütçede en büyük payı almaktadır. Yaklaşık 122 milyar lira civarında bir bütçemiz var. Geçmişle kıyaslanamayacak bir rakamdır. Aynı zamanda eğitim sektörü insan odaklı bir sektör olduğu içinde bu bütçemizin yaklaşık %88 personel giderleri oluşturmaktadır.

 

Bir AB ülkesi olan Almanya’da mesleki eğitim çok gelişmiş bir durumdadır. Ama bu özel sektörün lokomotifliğinde ki bir gelişmedir. Bizde şunu istiyoruz ve diyoruz ki; biz sizin hizmetinizdeyiz. Biz okullarımızda çocuklarımıza teoriyi verelim sizde pratiği verin. Nitelikli okullarla bu ülkeye katkıda bulunalım. Denizli zenginliklerle dolu bir memleket. Dünya çapında işlere imza atıyorsunuz. Mesleki eğitimde elimizi taşın altına sokmayalım, bedenimizi sokalım bu ülke için değer. Ülkemizin geleceği yarınlarımız üretimde, ticarette ve çocuklarımızda. Onların geleceğe nitelikli bir şekilde ulaştırılmasında hepimize iş düşüyor” dedi.

 

Denizli Vali Yardımcısı Hakkı Ünal konuşmasında "Mesleki ve Teknik eğitime en yatkın özel sektörlerden birinin bulunduğu illerden biriyiz. Bununla da gurur duymalıyız. Denizli kendi ayakları üzerinde durmuş ve durmayı becermiş nadir illerden biridir. Bütün bunlara rağmen mesleki eğitim alanında elini yeterince taşın altına koyup koymadığını sorgulamalıyız. Ülkemizde olduğu gibi ilimizdeki en önemli sorunların başında mesleki eğitim gelmektedir. İşsiz iş arıyor, sanayici de işçi arıyor. Bu paradoksu çözmek dileğiyle toplantının faydalı olacağına inanıyorum” dedi.

 

Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Eğitim Gelen Müdürü Osman Nuri Gülay konuşmasında “Mesleki Eğitim Genel Müdürü olarak, devlet olarak bizim nasıl destek vereceğimizi Sayın Müsteşarımızla birlikte bu kürsüde, buradan laflarla değil icraatlara yönelik paylaşmaya geldik.

 

Ülkemiz değişik sıkıntılardan geçti. Değişik sıkıntılar gördü. Ama biz gecemizi gündüzümüze katarak, mutlaka Mesleki Eğitimin, eğitim lokomotifi olması gerektiğini ve Mesleki Eğitimle ancak ülkemizin zenginleşeceğine inanarak işe başladık.

 

Ben 15 aydır Genel Müdürüm. Ama Sayın Müsteşarımızla birlikte Bakanımızın nezaretinde, sizin önünüzü açacak birçok konunun yasal, yönetmelik, kanun ve mevzuat yönünden tamamına yakınının hallolduğunu buradan söylemek istiyorum. Yani şu anlatacağımız konuların yasal mevzuatı Valiliklere gönderilmiştir. Özellikle biz bu toplantıda sektör temsilcilerimizle Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlerimizi beraber topluyoruz. Bunun anlamı şu: biz sektörün içinde, sektör eğitimin içinde olsun istiyoruz o zaman ancak üreten Türkiye` ye bir destek vermiş olacağımızı düşünüyorum. Mesleki ve teknik eğitim genel müdürlüğü adına 135.500 öğretmenimizle birlikte 24 saat emrinizdeyiz. Sektörün emrindeyiz. Sektör emredecek bizde onu yapacağız. Okul Müdürlerimizde burada. Bunu duyuyor.

 

Ülke genelinde 3584 meslek lisemiz var. 135.000 civarında öğretmenimiz 1,717.842 öğrencimiz var. Şu anda ortaöğretimde devam edenler arasındaki oranımız %43’dür.

 

2023`e kadar hedefimiz %60`ı oluşturmak. 13,3 milyar bütçemiz var ki Milli Eğitim Bakanlığının genel müdürlükler bazındaki en fazla bütçe sayın bakanımız tarafından Mesleki ve Teknik Eğitime ayrılmıştır. 54 alan ve 206 dalda eğitim veriyoruz. Özellikle sektörde hangi alan açılmasına hangi dal açılmasını emrettiğinde onlarla birlikte alanı da, dalı da iş gücüne katıyoruz ki bu sene Madencilik alanını 54. alan olarak yürürlüğe koyduk. Bu toplantıyı bu gördüğünüz illerde değerli Müsteşarımızla birlikte, Daire Başkanlarımızla, sektör temsilcilerimiz, müdürlerimiz, öğretmenlerimizle gerçekleştiriyoruz.

 

Denizli Sanayi Odası Başkanımız, Ticaret Odası Başkanımız ile Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanımızın mesleki ve teknik eğitim iyileştirmesiyle ilgili duyarlılıkla ele aldığı bir müracaat dilekçesi tarafımıza ulaştı. Mesleki eğitimin ne denli önemli olduğunu biliyorduk ama Denizli esnafının Devletten ve Milli Eğitim Bakanlığından beklentileri var olduğunu bilmek bizi gururlandırdı. Bende sayın bakanımızın imzası ile kendilerine bir cevap yazdım. Demiştim ki; biz bunlarının üzerinde çalışıyoruz ve kanunlaştıracağız. Bahsi geçen bu kanunların çıkmasında; Denizli Sanayi Odası, Ticaret Odası, Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odasının çok büyük katkısı ve emeği olduğunu bu kürsüde söylemek istiyorum” dedi.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Özel Okullar Daire Başkanı Mehmet Baran; Organize Sanayi Bölgelerinde ve Dışında Açılan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri hakkında bilgiler vererek, verilen teşvikler hakkında bilgilendirmelerde bulundu.  Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Özel Mesleki Ve Teknik Anadolu Liselerinin sayısının 364 olduğunu bunlardan Özel Mesleki Ve Teknik Anadolu Liseleri (Sağlık Alanı) sayısının 283 olduğunu belirtti. Tüm bu okullarda toplam 104.379 öğrencinin eğitim gördüğünü söyledi. 2016/8660 Sayılı ve 21/03/2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla OSB içindeki okullara verilen destek OSM dışında açılan okullara da sağlanmaya başlandığını belirtti.

 

Toplantı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci’nin katılımcılarının görüş ve önerilerinin dinlemesi ve sorularına cevap vermesi ile son buldu. 

 

 

 20-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-201720-03-2017

Mehmet Akif Ersoy Mahallesi 29 Ekim Bulvarı No174/1 Merkezefendi/Denizli - 0 258 234 20 00 //// 0 258 234 21 07

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.