Page 20 - ÇINAR DERGİSİ 5.SAYI
P. 20
İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİ
TASAVVUF MEHMET ÂKİF ERSOY’UN
EDEBİYATI MANZUMELERİ VE
VE TÜRKÇENİN BÜYÜK
ŞAİRİ: YUNUS EMRE SAFAHAT
İşidin ey yarenler aşk bir güneşe benzer
Aşık olmayan gönül misal-i taşa benzer
Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter
Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yûnus Emre, Ahmed Yesevî ile başlayan İstiklâl Marşımız’ın şairi Mehmed Âkif’ Ersoy’un
tekke şiiri geleneğini özgün bir söyleyişle Anadolu’da yeniden ortaya koymuş ve Rumeli coğrafyasında gelişen sağlığında yedi ayrı kitap hâlinde bazıları birkaç defa Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
tasavvuf edebiyatı ondan büyük ölçüde etkilenmiştir. Yûnus tasavvufî düşünceyi derinden kavrayıp yaşamış; basılan, ölümünden sonra tek cilt olarak yayımlanan Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
ilâhilerinde samimiyeti, heyecan ve aşkıyla derinlikli, akıcı bir üslûba ulaşmış, bütün insanlığı ilâhî aşka, ve tamamı aruzla yazılmış 11.240 mısralık 108 Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş, insan olmanın, kendini bilmenin, Cenâb-ı Hakk’a ulaşmanın manzumeden ibaret külliyatının genel adı Safahat’tır. Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl
şartlarını ve yollarını anlatmıştır. Her şeyden önce Yûnus’un tasavvuf anlayışı Kur’an ve Sünnet’e, kendisinden Birinci kitabın dışında diğerlerinin ayrıca birer adı
önce yaşayan mutasavvıfların düşüncelerine ve tecrübelerine dayanır. Gerçekte Yûnus’un sevgi temeli üzerine da bulunmaktadır.
kurulu düşünce dünyası insanı sevme noktasında kalmayıp Allah sevgisine uzanır. Ondaki sevgi, kademe
kademe zerreden küreye bütün varlığı içine alan ilâhî bir sevgiye dönüşür. Şiirlerinde çevresinden, tabiattan, 1. Safahat: Birinci Kitap. Bazıları İslâm tarihinden alınmış vak‘alar üzerine kurulmuş, çoğu sosyal dertleri
insanî değerlerden bazı örnekler verse de Yûnus hiçbir zaman maddî unsurları amaç edinmemiştir. Her şeyin konu edinen kırk dört şiirden oluşur. Bunlardan “Tevhid yahut Feryad”, “Ezanlar”, “Cânan Yurdu”, “İstiğrak”,
özünde mevcut mutlak varlık olunca varlıklara ve insana verilen değer de Allah için olmaktadır. Onun tarif “Hasbihal” mistik ve felsefî konularda yazılmış lirik şiirlerdir.
ettiği insan Hz. Peygamber’in şahsında temsil edilen “insân-ı kâmil”dir (er kişi). Bu insan yaratılış gayesi olan 2. Safahat: İkinci Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde. Âkif’in İslâm dünyası, Müslümanlar ve İslâm ideali
ilâhî ahlâka ulaşmış, üstün özelliklerle donanmıştır. konusundaki fikirlerini yansıtan 1002 mısralık tek bir manzumedir.
Yûnus’a göre ahlâk insana yakışmayan davranışları terkedip ilâhî yaratılıştaki asla (fıtrat-ı asliyye) 3. Safahat: Üçüncü Kitap: Hakkın Sesleri. Balkan savaşlarındaki mağlûbiyetler sebebiyle çekilen ıstırapların
yönelmektir… Yûnus Emre insân-ı kâmilin üstün özelliklerini sayarak insanların bu mertebeye ulaşmasını dile getirildiği on şiirden oluşur. Bu şiirler âyetlere ve hadisere dayanılarak yazılmıştır.
ister ve onları aşka, ilâhî aşka ve tevhide davet eder. Bunun için izlenecek yol bellidir: Tapduk Emre’nin 4. Safahat: Dördüncü Kitap: Fatih Kürsüsünde. 1692 mısralık tek bir manzumedir. Eserde çalışmanın ve
izinden yürümek ve onun mânevî şahsında temsil ettiği Muhammedî ahlâkın rengine boyanıp benlikten terakkinin önemi üzerinde durulmuştur.
geçmek, “fenâfillâh”a ulaşmak. Ancak mâna yolu nefs-i emmâresine yenik düşen insanlara kapalıdır. Yûnus 5. Safahat: Beşinci Kitap: Hâtıralar. On şiirden meydana gelen kitaptaki ilk yedi şiirin dördü âyetlerin, ikisi
bu kişiler için, “Bir zerre aşkı olmayan belli bilin yabandadır.”; “Aşkı olmayan gönül misâl-i taşa benzer.”; “Bu hadislerin açıklaması olup bunlar arasında yer alan “Uyan” başlıklı manzume bütün Müslümanlara bir
hayale aldanan otlar davara benzer.” der. sesleniştir. Sondaki üç uzun manzume ise şairin Mısır, Berlin ve Medine seyahatlerinin intibalarından yola
Yûnus tevhid ehli bir mutasavvıftır. Ona göre varlık tektir, mutlak varlık Allah’tır. Eşya Hakk’ın esmâ, ef‘âl ve çıkarak İslâm dünyasının dertlerini dile getirdiği fikrî ve lirik şiirlerdir.
sıfatlarının tecellisidir. Eşyanın kendine ait müstakil bir varlığı yoktur. Varlıklara bağımsız bir vücut nisbet 6. Safahat: Altıncı Kitap: Âsım. 2292 mısralık tek bir manzumeden meydana gelir. Şairin “Çanakkale Şehitlerine”
etmek insanı şirke götürür. Bu sebeple, “Benden benliğim gitti, hep mülkümü dost tuttu.” der. Ledün ilmi adıyla bilinen ünlü şiiri de bu bölümde yer almaktadır.
insanın benliğinden sıyrılıp kurtulmasıyla başlar. İnsanı insan yapan öz yaratılışındaki aşk cevheridir. Aşk 7. Safahat: Yedinci Kitap: Gölgeler. Mehmed Âkif’in eski harflerle Kahire’de bastırdığı, bir kısmı daha önce
var olmanın sebebidir; kulun eksiklerini tamamlayan, onu Hakk’a lâyık kılan bir cevherdir. Yûnus kesrette yazılmış kırk bir şiirinden meydana gelen son kitabıdır.
vahdet idraki içinde yaşamış bir erendir. Düşüncelerini yorumlarken onun Kur’an ve Sünnet’e bağlılığını göz
ardı etmemek gerekir.
Lâmiî Çelebi, “Yûnus’un şiiri baştan başa tevhid sırlarıyla dolu remizlerdir.” der. Âşık Çelebi onu, “Yûnus irfan
mektebinde okuyan bir ârif, sözü hâle dönüştüren bir Allah dostu ve sır sahiplerinin sırlarını açıklayan bir
dilin sahibidir.” sözleriyle tanıtır. Süleyman Şeyhî de Türkçe ibarelerle gazel ve ilâhi tarzında pek çok tasavvufî Kaynaklar
sırrı açıkladığını söyler. https://islamansiklopedisi.org.tr/ahi-evran
https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-bektas-i-veli
https://islamansiklopedisi.org.tr/yunus-emre
https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-akif-ersoy
20 21